Check nearby libraries
Buy this book
Bu çalışmada özelde sûre bağlamında genelde Kur’ân bütünlüğünde kasemlerin ne anlama geldiği konusu ele alınmıştır. Dört bölümden oluşan çalışmanın giriş kısmında konu; kapsam ve yöntem bakımından incelenmiştir. Birinci bölümde kavramsal çerçeve içinde kasem, yemin ve hilf gibi kavramların birbiriyle ayniliği ve farklığı üzerinde duruldu. Dilsel çerçeve içerisinde kasem için kullanılan harfler; kendisiyle yemin edilen (muksemun bih) ve yeminin cevabı (muksemun aleyh) açıklanmıştır. Yine birinci bölümde yemin çeşitlerinden “zahir” ve “muzmar”ın açıklaması yapılmıştır.
Çalışmanın ikinci bölümünde İslam öncesi dönemde Arap dili ve kültüründeki kasem geleneği incelenmiştir. Cahiliyedeki yemin konuları arasında Allah, kâbe, putlar, zaman ve birçok tabiat varlıkları bulunmaktadır. İslam öncesi dönemde maddi menfaatler elde etmek için yemin ifadeleriyle beraber şairler, sihirbazlar, kâhinler gizemli sözler söyleyerek insanların kendilerine inanmalarını ve yönelmelerini sağlıyorlardı. Özellikle kâhinler, kendi inanç ve kültürlerine göre kendisiyle yemin edilen şeyi ifade ettikleri halde cevabını söylemediklerinden yeminlerini gizemlilik içinde bırakırlardı.
Üçüncü bölümde Mekkî-Medenî sûrelerdeki kasem şekilleri mukayese edilmiş ve bu bağlamda Mekkî sûrelerdeki kasemlerin genel itibariyle açık yemine örnek teşkil ettiği tespit edilmiştir. Bu bölümde ayrıca Allah’ın zat ve sıfatlarıyla yemin ettiğine dair örneklerin yanında hem müşahhas hem de mübhem varlıklara yemin ettiği hususu belirtilmiştir. Bu bağlamda Medenî sûrelerdeki kasemlerin kapalı yeminlere örnek oluşturduğu tespiti de yapılmıştır. Yeminler, kendisiyle yemin edilen hususların insanlar açısından önemli olduğuna dikkat çektiği gibi, yeminin cevabı hakkında da bir giriş oluşturduğu muhakkaktır. Çünkü yeminler cevaplarıyla ancak tamamlanır ve anlaşılır hale gelir. Cevapsız yemin ise niçin yemin edildiği belli olmayan bir eyleme dönüşür. Üçüncü bölümde ayrıca Kur’ân’da yemin üslûbu içerisinde yemin edilenlerle yemine cevap teşkil edenlere dair ilgili örnekler yer almıştır. Ayrıca Kur’ân kıssalarındaki yemin örnekleri de bu bölümde ele alınmıştır.
Dördüncü bölümde ise kasemin muhtemel sebepleri, hedefleri, neticeleri, Allah’ın yemin etmesi incelenmiş olup bu bölümde ayrıca kasemin fıkhî boyutuna da işaret edilmiştir. Yüce Allah’ın varlıklara yemin etmeyeceği düşüncesinde olanlar, yeminin ancak yemin edileni yüceltmeyi hedeflediğinden bunun Allah için düşünülemeyeceği görüşünü ileri sürmüşlerdir. Allah’ın varlıklara yemin etmesi yemin edilen varlıkların fayda ve zararına dikkat çekmek içindir. Ayrıca Allah’ın değişik varlıklara yemin etmesi, o varlıklar üzerinden kendisine yemin etmesi anlamına gelmektedir. Zira yemin edilen nesnelerin başında “rab” lafzının olduğunu söyleyenler incir’e yapılan yemini “Tîn’in rabbine yemin olsun” şeklinde anlamışlardır.
Sonuç kısmında yeminin, tarihin başlangıcından itibaren insanlar ve toplumlar arasında güven ve itimat telkin etmek için dilsel iletişim ve etkileşim aracı olduğu sonucuna varılmıştır. Budan Buradan hareketle şunu söylemek mümkündür: Ccahiliye döneminde insanlar kendilerince kutsal saydıkları herhangi bir şeye yemin ederken, İslâmî dönemde yeminin sadece Allah’a yapılması istenmiştir. İslami dönemde yeminle ilgili hükümler konmuş, gerekmediği sürece yemin edilmemesi istenmiş ve Müslümanların gereksiz yere yemin etmeleri hoş karşılanmamıştır. Bu bağlamda yalan yere yapılan yemin büyük günahlardan sayılmıştır.
The Style of Oath in the Qur’ānic Language
In this study, in particular, the subject of what qasams mean in the integrity of the Qur’ān is discussed in the context of the Surah. In the introduction of the four-part study, the subject was examined in terms of scope and method. The first chapter focused on the sameness and difference of concepts such as qasam, oath and hilf within the conceptual framework. In the linguistic framework, the letters used for Qasam are explained; the oath with him (muqsamūn bih) and the answer to the oath (muqsamūn alayh). Again, in the first chapter “zahir” and “muzmar” were explained from the types of vows.
In the second part of the study, the Qasam tradition in Arabic language and culture in the pre-Islamic period was examined. Among the subjects of the oath in ignorance are Allah, the Kaaba, idols, time and many natural beings. In the pre-Islamic period, poets, wizards, oracles, along with expressions of vows to obtain material benefits, said mysterious words that made people believe and turn to themselves. In particular, oracles left their oaths in mystery because they expressed what was sworn with them according to their beliefs and cultures but did not say the answer.
In the third chapter, the forms of qasam in the Mekkī-Madanī Mekkī and Madanī surahs were compared, and in this context, it was found that the qasams in the Mekkī surahs are an example of open vows in general. In this chapter, it is also stated that Allah swears by his person and adjectives, as well as by oath to both observant and exchange beings. In this context, it has also been determined that the qasams in Madanī surahs constitute an example of closed oaths. It is certain that the oaths constitute an introduction to the answer to the oath, as well as noting that the matters that are sworn with it are important for people. Because vows are only completed and understood by their answers. An unanswered oath turns into an action that is unclear why it was sworn. In the third chapter, there are also related examples of those who are sworn in the Qur’ān in the style of “qath and those who constitute answers to the oath. In addition, examples of vows in Qur’ānic stories are also discussed in this section.
In the fourth chapter the possible causes, goals, consequences of the bowl, and the oath of Allah were thinned, and in this chapter, the fiqh dimension of the bowl was also pointed out. Those who believe that Allah Most High will not swear by beings have suggested that this cannot be considered for Allah, since the oath aims to glorify only those who are sworn. Allah's oath to beings is to draw attention to the benefit and harm of the beings who are sworn. In addition, it means that Allah swears to different beings and swears to him over those beings. Because those who say that there is the word “Rab” at the beginning of the objects swore understood the oath to fig as “by the Rab of Tin”.
As a result, it was concluded that the oath was a means of linguistic communication and interaction to inculcate trust and trust between people and societies from the beginning of its history. In the period of ignorance, people swore an oath to anything they considered sacred, while in the Islamic period it was requested that the oath be made only to Allah. During the Islamic period, provisions on oaths were made, they were asked not to swear unless necessary, and Muslims were not welcome to swear unnecessarily. In this context, a false oath was considered a great sin.
Check nearby libraries
Buy this book
Showing 1 featured edition. View all 1 editions?
Edition | Availability |
---|---|
1
Kur’ân Dilinde Yemin Üslûbu
2021, Oku Okut Yayınları
in Turkish
- First edition
6057441656 9786057441652
|
aaaa
Libraries near you:
WorldCat
|
Book Details
Table of Contents
Edition Notes
ID Numbers
Community Reviews (0)
Feedback?January 22, 2022 | Edited by okuokutyayinlari | Edited without comment. |
January 22, 2022 | Created by okuokutyayinlari | Added new book. |